BilgiYazan

Çocuk Bilişim Akademimiz Açıldı

Çocuk Bilişim Akademimiz Açıldı

“Geleceklerini kendileri yazsınlar diye!..”

Çocuklarımızda erken yaşlarda var olan büyük hayal gücü üretimi, oynadıkları oyunlarla ortaya çıkmakta ve şekillenmektedir. Oyunların vazgeçilmez parçası olan oyuncaklar ise çocuklarımızın en değerli eşyalarıdır. Önceleri onların oyalanması, arkadaşları ile zaman harcaması veya kendi başlarına vakit geçirebilmeleri adına oyun ve oyuncakları araç olarak kullandık. Ancak son yıllarda daralan kentsel yaşam alanları ve değişen aile yapıları, içe dönük yaşama sebep olmuştur. Ev içerisinde zaman geçiren çocukların en büyük oyuncağı ise bilgisayarlar olmuş ve birdirbir, yakartop, saklambaç, körebe gibi sokak oyunlarının yerini bilgisayar oyunları almıştır. Bilgisayar oyunlarına yönelen çocuklarımız hayal güçlerini oyunlara yansıtmaktalar veya oyunlar, onların hayal güçlerine egemen olmaktadır.

Bugün hemen hemen hepimiz bu gidişattan rahatsızız. Bunun için çocuklarımızı bale, piyano, yüzme, satranç, resim vb. kurslara gönderiyor, onların zamanlarını daha verimli kullanmaları için türlü türlü emekler harcıyoruz. Ama yine de onları bilgisayarların başından yeterince uzaklaştıramıyor, bilgisayar başında boşa zaman tükettiklerinden ve teknolojiyi doğru kullanmadıklarından şikâyet ediyoruz. Ne yazık ki çocuklarımızın çoğu da bilgisayarları üretim amaçlı kullanmanın çok uzağındalar. Biz bu akademiyle çocuklarımızın tüketimden uzak, dünyamıza yeni teknolojiler ve yazılımlar üretecek bir nesil olarak yetişmelerini hedefliyoruz.

“Çoklu zekâ” teorisinin kurucusu Prof. Gardner yaptığı çalışmalar sonucunda her insanda potansiyel olarak en az sekiz zekâ alanı olduğunu belirtmektedir.

  1. Sözel/Dilsel Zekâ
  2. Mantıksal/Matematiksel Zekâ
  3. Görsel/Uzamsal Zekâ
  4. Bedensel/Kinestetik Zekâ
  5. Müziksel/Ritmik Zekâ
  6. Sosyal/ Bireyler arası Zekâ
  7. Kişisel/Özedönük Zekâ
  8. Doğa/Doğacı Zekâ

Gardner geliştirdiği kuram ile her zekânın bireylerde doğuştan var olduğunu, ancak bazı faktörlerden dolayı bu zekâların bazılarının çok fazla gelişirken bazılarının ise gelişme imkânı bulamadığını ifade etmektedir.

Çocuğun farklılaşma süreci aslında burada başlıyor. Onun oynadığı oyunlar ve bulunduğu ortamda yaşadıkları, bazı zekâ alanlarının güçlenmesine katkı sağlarken, bazı zekâ alanlarının ise gelişmesini engelleyecektir. Bilgisayarla uğraşmak legolar ile oynamak gibidir aslında. Nasıl ki binalar, köprüler, robotlar, arabalar ve vinçler yapmak için her lego parçası bir tasarım aracıysa, bilgisayarlar da çocukların hayal güçlerini ortaya çıkarabilecekleri ve zekâ alanlarını geliştirebilecekleri birer araçtır.

Bazı aileler ‘bizim çocuğumuz bilişimci olmayacak, farklı bir meslek seçecek’ diyebilirler. Şunu belirtmek isterim ki; Bilgisayar ile üretim yapanlar sadece bilişimciler değildir hatta yazılım üretmek için sadece bilişimci olmak asla yeterli değildir. Tıp, otomotiv, endüstri, makine, inşaat,  ziraat, müzik ve sanat alanları ile diğer bilimsel birçok alanda bilgisayarlar kullanılmakta olup üretilen birçok program, tasarım ve icat bu alanlarda uzmanlaşan kişiler tarafından gerçekleştirilmekte veya onların danışmanlığında yapılmaktadır.

İleride hangi meslek dalını seçerlerse seçsinler akademimizde öğrenecekleri tasarım, algoritma ve programcılık mantığı pek çok alanda onlara doğru bakış açısı ve farkındalık sağlayacaktır.

Çocuklarımızın alacağı iyi bir programcılık ve tasarım eğitimi;

Matematik ve analitik düşünce alt yapısını geliştirir,

Hayal gücünü ve yaratıcılığını arttırır,

Hem sonuç hem de süreç odaklı düşünmesini sağlar,

Teknik kavramlarla tanıştırır, bilimsel düşündürür

Araştırmaya yönlendirir, içsel motivasyonu arttırır,

Uzun süreli hafıza kullanımı ile bilgiyi içselleştirir.

Dikkat dağınıklığının giderilmesine yardımcı olur,

Hafızası ve analitik zekâsı güçlenir,

Odaklanması ve konsantrasyonu artar,

Problem çözme yeteneği oluşur,

Yaratıcı düşünme kabiliyeti artar

Zamanı doğru kullanmasını öğretir.

Bu eğitim sayesinde; hayallerini yaratıcılıklarıyla birleştirecek ve belki kendi yazdığı bilgisayar programlarıyla geleceğe farklı katkılar sağlayacak, belki de geleceğe yön veren projelere imza atacak.

Hiç biri hayal değil hepsi GELECEK!

David Filo ile Jerry Yang – (Yahoo), Bill Gates ile Paul Allen –(Microsoft), Larry Page ile Sergey Brin – (Google), Steve Jobs ile Stephan Wozniak – (Apple), Mark Zuckerberg – (Facebook)

Dünyanın sayılı zenginleri arasına giren bu girişimci insanların çok kişi tarafından bilinmeyen ve akla gelmeyen en önemli ortak özellikleri teknoloji ve yazılım kavramlarıyla çocuk denilecek yaşlarda tanışmış olmalarıdır.

Bill GATES – (Microsoft)  :

İlk çalışmalarına okul aile birliğinin okula aldığı bilgisayarla başlayan Bill Gates, 7. sınıfta yazdığı bilgisayar programları ile harçlıklarını çıkartır ve lise 2. sınıfta iken Amerikan Enerji Kurumu’na 250.000 dolarlık bir yazılım geliştirir!

Mark Zuckerberg – (Facebook) :

Facebook’u daha 20 yaşında kuran Zuckerberg, yazılım geliştirme becerisini 10’lu yaşlarında Atari programları yazmayı öğrenmekle başlamış ve ardından babasının tuttuğu bir bilgisayar programlama hocasından aldığı özel derslerle kendini geliştirmiştir.

Steve JOBS – (Apple) :

Yakın zamanda hayata gözlerini kapatan Steve Jobs, teknolojik yaratıcılık konusundaki bilgi ve becerisini çocuk yaşlarda tanıştığı heathkit’lere borçlu olduğunu söylüyordu. Çocukların bilgisayar, yazıcı, bilgisayar ağları ve otomobil teknolojileri konusunda kendi tasarımlarını yapmasına izin veren bu araçlar için Jobs şunları söyler: “Bunlar bana insanın araştırma ve öğrenme ile çevresinde bulunan görünüşte çok karmaşık şeyleri anlayabileceği yönünde müthiş bir özgüven kazandırdı. Bu bakımdan çocukluğum çok talihli geçmiştir.”

Kullandığımız birçok teknolojinin çıkış noktası olan Silikon Vadisi’nden yüzlerce örneğini bulabileceğimiz genç yaşta büyük işler başaran bu insanların en büyük ortak noktası teknolojinin bir üretim aracı olduğu gerçeğini çocuk yaşta fark etme şansına sahip olmalarıdır!

Bu nedenlerden dolayı Bursa da ilk kez açılan Bilgiyazan Çocuk Bilişim Akademisi’nde çocuklarımız aldıkları programcılık ve tasarım eğitimleri ile farkındalıklarını ortaya çıkaracak ve geleceklerini kendileri yazacaklardır.

Biz de çocuklarımıza bu şansı vermeliyiz!

Teknolojiyi tüketen değil, üreten nesiller yetiştirelim.